Çocuk Eğitiminde Sınırlar ve Önemi
Çocuklarımız kuşkusuz hepimizin en değerli varlıklarıdır. Doğdukları andan itibaren onların mutluluğu için elimizden geleni yaparız. Günümüzde anne babalar bazen çocuklarını mahrum bırakmamak adına bazen de birlikte geçiremediği vakti telafi etmek adına çocuklarının her istediğini yerine getirmeye çalışırlar. Bu da, her şeye çabuk sahip olmasından kaynaklı olarak çocukta bir doyumsuzluk yaratır. Bu durum, çocuğu sadece tatminsiz yapmakla kalmayıp aynı zamanda ilerde etrafındaki herkesi, her zaman kendi isteklerine göre şekillendirebileceği ve istediği her şeyi yaptırabileceği düşüncesi doğurur. Kendisini dünyanın merkezi gibi görür. Ve aile içinden çıkıp sosyal çevreye karıştığında; söz gelimi okula başladığında büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Çünkü hiç bir şey beklediği gibi gitmez ve çocuk mutsuz olur. İşte bu yüzden çocuklarımızın mutlu olmalarını istiyorsak onlara hayır demeyi bilmeli ve uyulması gereken temel kuralları öğretmeliyiz. Aslında çocuklar sanıldığının tam tersi sınırları sever. Yeter ki konulan sınırların gerekliliği çocuğa açıklansın ve tutarlı olunsun.
Burada çok önemli bir nokta çocuğa söylenen hayır kelimesi veya konulan kuralların ne kadar gerekli olduğudur. Nasıl ki kuralsızlık ve sınırsızlık çocuk için zararlı bir yaklaşımsa gereğinden fazla kural koyarak çocuğu sınırlamak da çocuğa sen kendi hayatını kontrol edemezsin senin adına her şeyin en doğrusunu ben bilirim demektir. Bu da, onun kişiliğini hiçe saymaktır. Yürümeye yeni başlayan bir çocuğun hareket alanını gereksiz yere kısıtlamak ve hayır diyerek onu engellemek onun öğrenmesini geciktirmekten başka bir işe yaramaz. Dolayısıyla hayır derken veya bir davranışa sınırlama getirirken gerçekten gerekli olup olmadığını iyi etüt etmeliyiz.
Hayır kelimesini kullanırken ki beden dilimiz de çok önemlidir. Eğer dilimiz hayır derken yüz ifademiz evet diyorsa veya yeterince kararlı değilsek o hayır işlevsel olmayacaktır.
Kurallar ve sınırlar konusunda önemli bir konu da konulan kuralı uygulama noktasında kararlılık ve anne baba arasındaki tutarlılıktır. Eğer çocuğumuzun ağlamaları ve kendini yerlere atması bizi pes ettirir ve önce hayır dediğimiz bir şeye sonrasında evet dersek farkında olmadan çocuğumuzun bu davranışı pekiştirmesine neden oluruz. Bu durumda benzer anlarda isteği yerine getirilmediğinde aynı yola başvuracaktır.
Ayrıca sizin hayır dediğiniz bir konuya eşiniz ne olacak canım yapsın gibi bir yaklaşım sergiliyorsa bu da durumu çıkmaza sokacak ve çocukta bir ikilem yaratacaktır.Eşler arasında fikir ayrılığı olsa dahi çocuğun yanında ters düşmeyip sonrasında konuşarak ortak bir karar alma yoluna gidilmelidir.
Özetlersek
Şayet bir konuda hayır demişsek çocuğumuzun öfke nöbetlerinin kararımızı değiştirmesine izin vermemeliyiz.
İsteklerinin her zaman anında karşılanamayacağını öğretmeliyiz.
Sevgiyi göstermenin yolunun istediği her şeyi almak değil birlikte kaliteli ve keyifli vakit geçirmek olduğunu göstermeliyiz.
Toplumda insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilmek ve hayata doğru hazırlanmak için belli kuralların olduğu ve bunlara uymanın gerekliliğini öğretmeliyiz.